Memleket genelindeki bekleyiş burada çok ama çok yoğun hissediliyor. Eski seçim dönemlerindeki bayram havasından eser yok. Sanki tüm şehri kontrol altına almış bir güç, fotoğraflar, sözcükler ve marşlarla bizi yola getirmeye çalışıyor. İçim geçerek durakları saydığım metrobüste başımı kaldırıp camdan dışarı baktığım her an aynı sözcüğü görüyorum. Otobüs duraklarında, bilboardlarda, binaların ön cephelerinde, inşaatlarda… Üç adamın fotoğrafıyla birlikte bu sözcük tüm şehri kuşatıyor.
2009 yılında, yalnızca iki saatimi geçirdiğim Amman şehrinden hatırlıyorum bu manzarayı. Sınırın öte tarafına geçmek için bir otobüsten inip öbürünü kovalarken Kral Abdullah’ın yüzünde güller açan sureti her yerde karşıma çıkmıştı. O zaman bu çılgınlığı Ürdünlülerin krallarını çok sevmesine yormuştum, şimdi biraz farklı düşünüyorum. Şimdi Türkiye ile ilgili de biraz farklı düşünüyorum. Ya ben çocukluğumda bir şeyleri çok yanlış anlamışım ya da sahiden çok şey değişmiş.
Bu İstanbul, on beş sene önceki haline hiç benzemiyor.
Muhtemelen on beş sene sonraki haline de.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.