Şişli’de tahlil için sıra beklerken normal doğum mucizesiyle ilgili bu ibretlik broşür gözüme çarptı.

Doğum nedir’in açıklamasında bebenin “bilinçli bir şekilde çaba ve efor sarf ederek” dünyaya getirilmesinden bahsediliyor. Narkoz altındaki anne adayı bunu yapamayacağı için sezaryenle bebekleyenlerin yaptığı şeyin “doğum” olmadığını söyleyebiliriz yani. Çünkü niye bilinçli çaba ve efor (acı/çığlık kıyamet/kan/revan…) olmadığından dolayı.

“DOĞUMUN COŞKUSUNU HİSSEDİN” sloganının devamında ise baldan tatlı bilgiler mevcut, bu bilgiler nasıl/nereden/hangi araştırmadan elde edilmiş bilmiyorum ama, a ha:

(Memeyi hala bulamamış olmamın nedeni demek ki sezaryenmiş).

Fransa’da tahlil için gittiğim poliklinikte elime geçen broşürleri hatırladım. Duvarlara asılı afişlerde olduğu gibi bunlarda da, prezervatif kullanılmaması durumunda edinilebilecek cinsel hastalıklarla ilgili uyarılar yer alıyordu. (Cennet ve muhafazakar Türkiye’mizde sadece evli insanlar seks yaptığı için böyle bir uyarı yersiz elbette. Sonuçta evliyseniz de zaten bebeklemeniz beklenir, korunup ne yapacaksınız)

Tahlilden dönünce annemi arayıp güzel bir azar çektim kendisine. Neden bu mucizeyi gerçekleştirmek yerine sezaryeni tercih ettiğini sordum. 30 küsur yıl olmuş bırak artık geçmişi kurcalamayı dedi amma, bana sorarsanız tüm marazım sezaryenden kaynaklanıyor. Devlet bence sezaryenle doğmuş olan insanlara ücretsiz terapi filan da uygulamalı. Depresyonların, cinnetlerin, cinayetlerin, intiharların filan her şeyin sebebi bu olabilir kesin.

Selam ve dua ile…