Gittim, gördüm, berbattı. Kaç kere saate baktığımı hatırlamıyorum. (Halbuki fragmanı beni pek heyecanlandırmıştı, Lobster gibi bir şey bekliyordum)
Aslında fikir fena değil, yani iyi bir şey yapılabilirmiş. Bilincin altını üstüne getiren bir çiçek var ortada, deney aşamasında geliştiricilerden biri örneklerden birini alıp evine götürüyor ve olaylar gelişiyor. Ama böyle bir konu daha kötü ele alınamazmış. (Alınır aslında, kötünün sınırı yok sonuçta) Birbirine zarafetle bağlanan hiçbir şey yok, sonlara doğru yerine oturması beklenen taşların o renkli savruluşu yok, her şey dümdüz, birbirinin ardından gelerek ve birbirinin üzerine yığılarak ilerliyor, izleyenin kafasını zorlayabileceği tek bir an yok, kurgu kötünün ötesinde. (mesela iki karakterin olduğu sahneden birden yine aynı iki karakterin olduğu başka bir sahneye geçiliveriyor) -Balans ve Manevra’dan bu yana bu kadar kötüsünü izlememiştim.
Kırmızı rengin ve seslerin kullanımı, yönetmenin Suspiria’dan etkilenmiş olabileceğini düşündürdü. Düşük bütçeyle böyle alengirli işlere girmemek lazım. Özellikle köpek havlama sesleri çok kötüydü. Bari üç bandın da aynı kısımlarını almasaydınız, random köpek uluması filan olsaydı, yok. Kötü mü kötü. Beceriksizce. Ziyan.
***
Kurmalı saatimin alarmını duymamışım bugün. 15.00’te uyandım ve mesajlara baktım, karşı komşu yazmış: “Pisi muhabir, çalan senin alarmın mı?”
Demek ki bir saat çalmış. (susturmayınca bir saat boyunca çalıyor) Uyumuşum. İşsizlik. Çok kötü.
***
Filmden çıkınca bir Aliki’mle yemeğe gittim. Şunu fark ettim. Karşılıklı otururken dakikalarca konuşmuyoruz ama ben ağzımı açtığımda o da konuşmaya başlıyor. Bir noktada ikimizin alakasız şeylerden konuştuğunu fark edip susuyorum. Bu sefer o da susuyor ve yüzünde hızla bir mimik belirip kayboluyor: “Ya işte böyle” gibisine. Alikilerimin çoğu böyle mi acaba diye düşündüm. Emin değilim. Ama giderek daha az insanla ve daha zorlanarak diyalog kuruyorum. Bence sorun ne bende ne onlarda, sorun zamanın geçmesinde. İlk çağlarda iletişim kesin daha güzel ve eğlenceliydi, dünya döndükçe boka sardı. Hazin.
Günün sorusu:
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.