Hekesin bayıldığı (kurgusuna ben de bayıldım) bu videonun neden sinirimi bozduğunu çözemedim. Suçlunun ne idüğü belirsiz bir “they” olmasından ziyade canımı sıkan; çok klişe ve ajitatif bir mesajın (ki o mesaj Türkiyeli erkek şairler tarafından gani gani ve kusturasıya verildi) elektronik müzik ve renkli görüntüler eşliğinde kurgulanarak farklı bir şey gibi sunulması ve insanların buna bitmesi. 

Hangi They?

Öncelikle düşündüğüm, kadını anüsünü beyazlatmaya iten ya da memesinin teki alınan kadını ikinci meme için ameliyata iten sahiden de “they” mi? Yok eğer bu they başlangıçta eril sistemin ürünü olup artık kadının iç sesine dönüşmüş ise, o iç ses neden bu kadar tutarsız. -Mesela neden hem muhafazakar aile babası gibi hem de moda fotoğrafçısı gibi konuşmakta?

Veya mesela erkek olan kuzenimi 1 saat boyunca ayna karşısında saçlarıyla uğraştıran da onun iç sesi miydi? O ses ona “kızlar seni beğenmez” vs mi diyordu yoksa çocukcağız hormonlardan bağımsız olarak saçlarını takıntı haline mi getirmişti?

Erkeklere hitap eden jöle/traş bıçağı/takım elbise gibi ürünlerin reklamları, spor salonu afişleri ve mesela şanlı devletimizin sünnetli asker uğurlamalı eril geleneklerini üst üste bindirip buna benzer formatta bir “erkek ol diyorlar” videosu çeksek, bir şeye benzer mi? Kimse çıkıp “Tamam da siz önce neyi eleştireceğinize karar verin” demez mi.

Aşk ile Hizaya Sokulmak 

Sistemin derdi günü (yasalarıyla, medyasıyla, reklamlarıyla, pornosuyla vs) kadınları belli kalıplara sokmak mı sahiden? Bu kalıpları şirinleştirmesinin ardında mesela kapitalizm vs değil de, kadını dize getirme isteği mi var? Yani o nefis eşcinsel modacıların ve onların markalarının derdi bir yandan isimlerini duyurmak, bir yandan para kazanmak değil de sahiden kadını dize getirmek mi. Çünkü bütün bir moda/estetik tarihi kadını zor ile dize getirme gibi okunabilir şu satıralara bakınca:

“Be a lady they said. Remove your body hair. Bleach this. Bleach that. Eradicate your scars. Cover your stretch marks. Plump your lips. Botox your wrinkles. Lift your face. Tuck your tummy. Perk up your boobs. Look natural…”

Eteğin çok kısa minvalli babaanne sayıklamalarını ve erkekler şunu sevmez bunu sevmezleri kenara atıp, mavi saçı norm dışı sayar görünen çakallığa da düşmezseniz (he, modayla hiç ilgisi yok çünkü renkli saçların, bir onlar başardı ataerkil hizaya sokmanın boyunduruğundan kurtulmayı) söylenenlerin çoğu markaların pazarlama sözü. Ama ne hikmetse eleştirilen ataerkil sistem.

-Aliki, bir insan anüsünü neden beyazlatır?

Mesela Aliki şöyle okumuş reklamı: “Bir sürü ses geliyor, hepsi eril, ama birbirinden farklı, moda fotoğrafçısı da var, muhafazakar adam da var ve sen kadın olarak hepsini içselleştiriyorsun, bazısını biraz daha az bazısını biraz daha fazla. Sonuç olarak ortaya şekilden şekle giren kadın çıkıyor.”

Bu Kadar Ezik miyiz?

Burada hikayesi anlatılan, örtünen/genç yaşta evlenen/tecavüze uğrayıp susan kadın değil, tırnak içinde modern kadın. O yüzden güzellik-estetik uğruna botoks yaptıran, topuklu giyen, orasını burasını beyazlatan, dalga nereden eserse oraya doğru değişen ve dönüşen kadının bunu bir de özgür iradesiyle yapmadığı (yakışıklı erkekler seninle sevişsin istiyorsun diye de yapabilirsin, bu özgür iradene engel değil sevişgen kardeşim) palavrasını lütfen bi bırakın artık.

“Neden kıllarımı alıyorum keşke kıllarımı almak zorunda olmasam/neden anüsümü beyazlatıyorum keşke zorunda olmasam/neden botoks vs…”

YAPMA O ZAMAN.

Sıçtığın yer yeterince beyaz değil diye seninle sevişmeyecek adamla da sevişme ya da beyazlatma için verdiğin parayı adama ver, öyle seviş. -Win win.

Bir kadın olarak, bazı gerizekalıların ait olduğum cinsiyet kategorisini belirleme cüretine tahammül edemiyorum. Artı, B-roll’un bu denli bağlam dışı kullanılması hiç hoş bişey değil. Ayrıca Papa’nın eline sarılan kadının yaptığının adı, bir sonraki sekansta garson kızın kıçına vuran adamın yaptığı şeyden farklı değil, ikisi de taciz. Ama sen, bu videonun ardındaki, her durumdan mağduriyet çıkarıcısı kişi, “kendine acıyan kadın”ı seviyorsun ve kurgu yeteneğin benden daha iyi ya, sana çok kızıyorum çok!