Futbol fotoğrafçıları mı ne. Bilmiyorum var mı öyle bir şey. Spor muhabiri değil de futbol maçlarını çekenler sadece… Nasıl yakalıyorlar o anları bunu düşündüm, yani taramalı gibi çekiyorlardır ama yine de o nasıl denk gelmek- O ifadeler. O duruşlar, pozisyonlar.
Mesela google’a faul yazdınız.
Çok acayip.
Adamlar tuhaf tuhaf biçimlere girmiş. Bu adamlar bu biçimlere nasıl girmiş. Tiktok gibi.
Bu acayip yani, arkasında Halley yazan adamın o şekilde durması. Oradan yere çakılınca sanki sol el bileğini ya da dirseğini kırar gibi geliyor. Bu tarz fotoğraflara bakınca futbolcuların nasıl her maçta ölmediğini düşünüyorum.
Bugün bir bunu düşündüm, bir de Filistin bayraklarını. Filistin bayrağında üç renk var, kırmızı kısım üçgen, ortası beyaz, üstü siyah, altı yeşil. (dört etti) Ama bizim mitinglerde çoğnlukla bu sıralama ters. Tamam, çoğunlukta değil belki, ama yani, hiç olmamalı böyle bir hata. Düşün birileri Türkler için eylem yapıyor ama direğe bayrağın yıldızlı kısmını getirmişler. İslamcıların yeşili üste koyma hassasiyetini anlıyorum ama Filistin bayrağının taşındığı tek tük sol eylemde de buna rastladım. Bilmiyorum. Bence üzücü bu.
09-18
Bir iş bulma ihtimali ufukta belirdi geçen hafta ve o günden beri gerginlikten uyuyamıyorum. Sanırım ben çalışmak istemiyorum. Bir yandan maaş ve sigorta düşüncesi reddedemeyeceğim bir şey gibi, öte yandan hayatımın en verimli boş dönemindeyim. Sahiden bir şeylerle uğraşabildiğimi, nihayet sabah erken kalkıp yapmak istediklerimle uğraşabilecek özdisiplini bulduğumu sanırken şimdi bir işe girip… Hafta içleri yorgun argın gelip hafta sonları özlediklerime dadanacağım, baya boktan bu.
Ama gazeteciliği de biraz özledim gibi. Ama özlemim 1 kaç ay içinde geçebilir, hatta birkaç hafta bile olabilir.
Sanatçı olmak istiyorum sanırım. Bazı sanatçı insanlar var, kendi dünyalarında huzur içinde varlar, onları çok kıskanıyorum. Geçtiğimiz günlerde kafayı bozduğum birkaç sanatçı var, neden onlar gibi olmadığımı soruyorum, kızıyorum kendime. Resim çiziyorlar müzik yapıyorlar filan. Ne ben böyleyim, ne böyle bir çevrem var. 14 yaşında düz liseye geçme kararı alarak olası bir “la vie boheme”i elimin tersiyle… Gerçi yine bohem olmazdım, resim örtmeni, grafiker filan olurdum.
Günün İlginç Bilgisi
Kişinin kendini tanıtırken söylediği (gerçi bugün artık pek kimse söylemiyor) “bendeniz”, “köleniz” anlamına geliyormuş. Ben deniz diye yazılan ve ben şahsen, ben bizzat anlamına gelen bir laf kalabalığı sanırdım bunu, öyle değilmiş. Bende Farsça köle demekmiş, dolayısıyla bu çeviri kokulu hafif ukala fasıl, aslında basbayağı ezik bir girişmiş. Belki de bunu herkes biliyordu.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.