Dü şü nü le mez.
Ama kısmen başıma geldi. Bilgisayarım elimde kaldı bugün. Öğleden akşama kadar onunla uğraştım. Fanını çıkardım tık tık tepesine vurdum, (çünkü böyle tık tık tepesine vurunca düzeliveren bişey vardı, demek ki fan değildi) yağladım, (nalbura gidip maskemin berisinden derdimi anlatmaya çalıştım, üçüncüde “MOTOR YAĞI İSTİYORUM!!!” diye gürledim. Nalbur beyefendi yine anlam veremedi ve karantina günlerinde motor yağını ne yapacağımı sordu. Evet sordu.) üstündeki etiketleri filan söktüm, etrafındaki çeperi döndürdüm, ortasına yağı damlattım, bağlı olduğu aksamı temizledim hiçbiri para etmedi. Hızımı alamayıp anakartı filan sökecektim ki engel oldular. Toparlayamazmışım.
Geçici olarak arkadaşımın bilgisayarına el koydum ve sinsi sinsi buraya kurgu programı yüklemeyi düşünüyorum. Ama yapmayacağım sanırım, bünyesi bunu kaldıramayabilir. Damn it! İşler nasıl da tıkır tıkır gidiyordu.
Fakat yine de nasıl tıkır tıkır gidiyor bilemezsin sevgili blog. Bitmez sandığım yapılacaklar listem günden güne eridi gitti. Demek kendimi ne kadar asosyal sanıyor olsam da, karantina seviyesi bambaşkaymış.
Fakat bilgisayarsız kaldığım 3 4 saat içinde ciddi bir anksiyete yaşadım. Buna cidden hazırlıksızız. Bu haldeyken insanların karantina günleri edebiyatını çok anlamıyorum. Çıktığımızda eskisi gibi olmayacakmışız filan. Buna optimist yaklaşanlar da var negatif düşünenler de. Bence internet elimizin altında olduğu sürece ikisi de saçma. Ki dışarısı insan kaynıyordu yine. Pazartesi sokağa çıkma yasağı gelirse bilgisayarımı nasıl tamire götürebilirim diye geçirdim aklımdan: “Bigisayarımı hastaneye götürüyorum.” Olmaz.
Kıyamet manzaraları
Dün gördüm bu “özel kıyafetli” sağlıkçılardan. Ambulansın içindeydiler. Bunlar çoğalacak diyorlar. Ciddi ciddi geldi ha. Hala inanamıyor insan.
Aliki dedi ki, “Kızııım ilk defa böyle bi dönem yaşıyoruz” Ben de ona 2000 yılındaki nüfus sayımını hatırlattım. “Hayır lan” diye kestirip attı, o böyle bişey değilmiş. Doğru. Boş sokaklarda paten kaymıştık filan, güzel bir anı olmuştu. Bu ciddi, süreğen, belirsiz ve herkes ailesini düşünüyor. Sonra şeyi düşündüm… Bundan üç ay önce öksürük yakama ilk yapıştığında, aslında 2 gün kadar ateşim de çıkmıştı. O zaman Korona Çin’de yeni yeni baş göstermişti. Acaba diyorum. Çünkü Korona’yı kapanlarda kalıcı akciğer hasarı ve geçmeyen öksürük olabiliyormuş. (Bu illet geçmedi, üçüncü röntgen görece temiz çıktı ama hala nöbet geldi mi hunharca öksürüyorum) Ama böyle bir şey olmuştuysa o dönem ellediğim herkesin şimdiye ölmesi lazımdı. O dönem gerçi yaşlılara pek temas etmedim. Üf ne bileyim. Herkesin boyundan büyük günahlara girebileceği bir dönem.
Fena.
Başlığı yazıma yansıtamadım. Ama uğraşamiciğim.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.