“Küçücük bi vürüs…”

sonsuz

Böyle deyince dalga geçerler.

Bugün sözlükte rastladığım eski bir başlıktan hareketle düşündüm. Bir yerlerden mesaj gelmiş, 2. medeniyete geçmişlermiş, mesaja bakılırsa yıldızlardan besleniyorlarmış ki bu da biz dünyalıların çok üzerinde olduklarına delaletmiş vs.

Dünyanın evrende bir nokta olmasının kişisel sorunlarımıza dertlenip dertlenmememizle alakasını kuramıyorum, ama konu evrenin sonsuzluğundan açıldığında laf hep buraya geliyor. Bu çok saçma.

Şöyle güzel bir video vardı aslında:

Bi’şeylerin sonsuzluğu.

Ama kendi içinde.

Sırf Ay’a gidip Dünya’yı oradan gördün diye dünya “soluk mavi nokta” olmuyor yani. Bunu diyen de böyle olmadığını biliyordu, ama lafını çok saptırdılar bence.

Bilmiyorum.

Ki insanlığın noktadan evrildiğini düşününce filan… Ne bileyim garip.

“Çin Buzdolabına kaldırdı”

Böyle dedi biri televizyonda geçende. Çin’de yeni bir dalga gelecek muhtemelen dedi. Olması gereken insanların eve kapatılması değil yavaş yavaş enfekte olup bağışıklık geliştirmesiymiş, derken virüs bulaştırılamaz hale gelecekmiş ve salgın duracakmış. Aliki de benzer bir şey demişti okuyup dinlediklerinden hareketle: Böyle komple karantina gitmeyecek, gircez/çıkcez/gircez/çıkcez/gircez/çıkcez…

Bugün yine evimin karşısındaki markete gittim. Eldiven getirtmeyecek misiniz, dedim, gelirse yine L gelir dediler. Beterinden korktuğum için aldım bir paket. Bilekten koli bantla bağlayınca oluyor sanki. Ama sızdırır yine de. Virüs bu ya, sızar bir yerden. Görememek fena. Çünkü elimi yıkarken, aslında boşuna yıkadığımı düşünüyorum. Kafamın bir köşesinde, aslında virüs gitmedi/zaten bu elimde bir şey yoktu düşünceleri aynı anda var. Böyle birbiriyle çelişen düşüncelerin aynı anda olması tehlikelidir, bence, şimdi uydurdum. Hımm.

Günün Düşüncesi

Bence takıntının temelinde “yeterince iyi olmuyor” değil de “bu yaptığım bir boka yaramıyor” hissi yatıyor. Bunu da şimdi uydurdum ama inanılmaz mantıklı geldi.  Boşuna yapılan şeyin alışkanlığa dönüşmesi. Tatmin olmamakla ilgili değil de, bizatihi, “boşuna”ya kapılmak.

Kapıların kollarını elimizle değil de dirseğimizle açmamız, anahtara kolonya boca etmemiz, kolonyanın dışını da kolonyayla temizlememiz doğru olabilir, ama bunun faydası ve gerekliliği insan aklının anlayabileceği bir şey değil. Bu da “tam içine sinmediği için” değdiği duvara 34. kez değen OKB’li kuzenimi hatırlatıyor bana.

Bize bu olacak diye korkuyorum biraz, çünkü yalnızca el yıkamakla kalmaz böyle bir şey, insanın düşünme biçmini komple değiştirir. -Mesela sağlıklı olan, düşüncenin davranışa dönüşmesi olsun, burada tersi var. Çünkü insan evladı, evrimi gereği görünmeyen pisliği tanımıyor ve bu doğrultuda elini yıkadığında, doğru da olsa aslında irrasyonel bir şey yapıyor ve işbu irrasyonellik bir kere düşünme biçmine dönüştü mü sıçtığımızın resmidir.

Bence.

Bunlar hep bence.

***

3M kimyasal maske sipariş ettim. Bununla ilgili uzmanlara danışıp İstanbul turu atmayı düşünüyordum. Ama hem biraz utanıyorum (çok saçma ve dalga geçseler sesim duyulmayacağından cevap da veremeyeceğim) hem de uzmanların “Hayır tabii ki korumaz” demesinden korkuyorum zira epey bir para bayıldım. Ama sormadan da çıkılmaz. Galiba maske gelecek ve çekmecemde duracak.

Bir de bu dönem sipariş vermenin ahlaki bir sorun olması meselesi var. Bir daha yapmayacağım galiba. Ama yapabilirim de. Hayır, o maskeler nerede satılıyor, o bile belli değil. Türkiye’de görülmeden önce bu maskelerin satılabileceği birkaç yere gitmiştim, çok az gaz maskesi kalmıştı, olanların da filtresi yoktu.

Günün Şarkısı