Çalenge.

Sevgili blog.

Instagram profilimde bol bol challengeaccepted etiketi var.

En gayrı feministinden en radikaline onlarca kadın arkadaşım siyah beyaz fotoğraflı paylaşımlarda bulunmuş.

Bir şeyi herkes yapınca insan ister istemez sorguluyor. İlkokulda hocamız çok söylerdi, “Herkes camdan atlasa sen de mi atlayacaksın!!” Aslında atlanır. Yani durup dururken herkes camdan atlıyorsa bir sebebi vardır. O yüzden kendimle didişiyorum iki gündür. Ama zannediyorum ‘neden olmasın insanı’ndan ziyade ‘niye olsun ki insanı’ olduğum için elim varmadı. -Mesela herkesin benim gibi olduğu bi’ dünyada sosyalist devrimler olmazdı. -Ama faşizm de olmazdı. -Toplum Sözleşmesi de olmazdı.

(

GÜNÜN HARİKULADE SOSYAL DENEYLİ RÖPORTAJ FİKRİ

İstiklal Caddesi’nde insanlara “Toplum sözleşmesini değiştirdiler, bu konuda görüşünüz nedir?” diye sormak.

)

Anlamına biraz kafa yordum. Pek anlaşılmamış. Ekşi’de şukela modunda okuyunca ilk entri anlamadığından bahsediyor. Galiba kızmışlar yazara. Fakat ben de anlamıyorum. Gülümseyen siyah beyaz kadın fotoğrafları olduğu için bunlar, önce alttan alta “Ruhuna Fatiha” gibi bir anlamı olduğunu düşündüm. Hani, Sözleşme’den çıkarsak biz gülümseyen kadınlar, hepimiz öleceğiz. -Sinema dilinde geçmişin siyah beyaz anlatımının yanılgımda payı olmalı- Epey canımı sıkmıştı, “bu ne kadar ezik ve pesimist bir mesaj” demiştim; biraz Google’da gezince hiç de öyle bir anlamı olmadığını anladım.

Ama ne anlamı olduğunu anlamadım.

Sevgili blog. Ben bunun anlamını anlamadım.

Kime meydan okuma.

Neden meydan okuma.

Ne şekilde meydan okuma.

İlk ikisini gündem ve bağlam gereği anlıyorum ama üçüncüsü aynı zamanda eylemin kendisi ve böyle saçma salak bir ey- ama böyle demememiz lazım çünkü bunu diyen kadınlar diğer kadınların kurdu, ve bunu diyen erkekler “oww kudurdu, demek ki doğru yoldayız”. 

Ben gerçekten bu ülkede kadınlarla ilgili bir eylem yapıldığında herkesin anaokulu çocuğuna dönmesinden yıldım.

Aslında bu olay, yani siyah beyaz fotoğraf akımı 2016’da aynı etiketle “kansere karşı farkındalık” iddiasıyla da bir süre sosyal medyada dolanmış. O zaman da neden siyah beyaz olduğu anlaşılmamış. Bu onun sebepsiz dönüşü. İyi. Şimdi birden herkes challengeaccepted. Peki.

Bu gibi küçük eylemler belki de sahiden, daha güzel bir dünyaya geçiş sürecinin sancısıdır. Bir de kervan yolda düzülür. Yani bir bakmışsın tuhaf bir siyah beyaz sosyal medya akımı -Süper Baba’da İpek için hastane önünde eylem yapan Deniz gibi- büyümüş derken bir bakmışsın binlerce milyonlarca insan, bol bol sevgi ve saygı, aa, ne kadar çokmuşuz filan.

Böyle dayanışmayı büyüten, insanları umutlandıran bir anlamı da olabilir alaya alınan ve küçümsenen sosyal medya eylemlerinin. Bir de mesela evet, eskilerden bir Aliki -tam da Aliki değil de, tanıdık diyelim- bir s.k yapmayan bizi eleştirmesin demişti adımı söylemeden, gözümün içine bakıp.

Üzücü.

Bazen bunu diyorum, bazen de batsın geçiş süreçleri, halının hızla altımızdan çekilivermesi gibi bir şey olsun diyorum. 

GÜNÜN HARİKULADE 2. FİKRİ

Çeşitli siyasi değişimleri anlatır kısa film:

Halı var, halının üzerinde masa var, masada boş bardaklar, kirlenmiş tabaklar…

Halının hızla çekilmesi ve tabak çanağın kırılması. -Jakoben devrim

Halının o kadar hızlı çekilmesi ki, masanın tabak çanakla birlikte milim kıpırdamaması. -Refromistler yapmış.

Halının, masanın dört ayağından kaldırılmasını müteakip çekilmesi -Halk önderliğinde devrim veya belki de çok organize yukarıdan devrim olabilir bilemedim.

Tabak çanakların şangır şungur kırılması, masanın devrilmesi, halının ateşe verilmesi -Anarşi.

ŞŞ