Blog yazmak cidden saçma. Bir konsept belirleyip hep belli bir konuda yazayım istiyorum, mesela film eleştirileri.
Beni Adınla Çağır
Kötü çevrilmiş. “Bana adınla hitap et” olması lazımdı. Ama o zaman da boktan bir film adı olurdu. İngilizce’de kulağa hoş geliyor ama Türkçesi güzel olmuyor. İşte böyle durumlarda, “Halkımız Avanta Peşinde” gibi orijinalinden güzel çevrilmiş filmler akla gelmeli.
Anyways.
Filmin sonlarında adam oğluna “Sizin arkadaşlığınız çok güzeldi” diye giriş yaptığında sonunu öyle bağlayacağını ummamıştım. Bu insan demek ki ters köşelerin adamıymış. Filmin başında verdiği bilerek-yanlış etimoloji bilgisiyle birlikte düşününce böyle bir babanın gayrı homofobik de olsa çekilmez olabileceğini düşündüm.
Allahım kıvranıyorum.
İnsanın sevdiği bi’ film hakkında film eleştirisi yapması çok zor. Ama buranın bir konsepti olmalı.
Bazı şeyleri ancak filmlerde görecek olan insanlar
Mesela biri bana “bana adınla hitap et, ben de sana adımla hitap edeyim” dese “o ne demek be” derim. Bence on kişiden dokuzu söylenmek isteneni direkt anlamaz. Böyle olunca acaba, demek ki iyi bir çift olmadıkları mı düşünülmeli? Peki diyelim ki anladı. Anlayan on kişiden altısı filan bence “üff hayır çok saçma” der. İşte filmlerde böyle olmuyor ve ben bu duruma çok kızıyorum.
Böyle güzel şeyler başımıza gelmeyecek.
Bu kadar.
Eleştirecek bir şey bulamadım filmde.
Sharon Kovacs çok güzel kadın. Keşke saçlarını uzatsa. Saçı kısayken de (aslında bile demek isterdim ama kesin gayrı pc/kadın düşmanı bir şeydir) güzel olan kadınların gerçekten güzel olduğunu düşünüyorum. Ama o kadınlar dahi saçlıyken daha güzel.
Uzun saçlı Sharon Kovacs:

Bir ara Ps öğreneceğim.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.