Dün Aliki’nin önerisiyle izlemeye başladım. Bir gün önce de otobüs durağında görüp Aliki’ye göstermiştim:
“Bak bak, çok nefis bir adam bu. Defakto diye programı vardı…”
Bugün Ekşi’de başlığına bi’ sürü entri girildiğini gördüm. Akşam üçüncü bir Aliki dedi: “İzliyor musun? Çok iyi.”
Berkun Oya fırtınası esebilir mi? Essin bence. Defakto’da Rammstein eşliğinde kıvırtan dansözü gördüğümden bu yana işlerinin hastasıyım.
Bir Başkadır’ın terapistleri “biraz daha gerçeğe yakın” olduğu için, elitler tarafından takdir edildi. Elitliği sonradan benimseyenler ve halkımız insanı hala Binnur Kaya’nın kendilerini iyileştirebileceğine inanıyor. Dünyanın bu haline üzülüyorum. Binnur Kaya’ya da üzülüyorum. Bence olayların arka planını bilseydi kabul etmezdi. Birileri Twitter’da ne diye kabul ettiniz, bu ayıp iki dünyada yakanızı bırakmaz minvalli laflar etmiş. Belki kadıncağız “Ne’ttim ben, keşke kabul etmeseydim” diye üzülüyordur şimdi. Bırakıp gitse kariyeri sıkıntıya girer, bir de küçük bir kesimin aşırı övgüsüne maruz kalır. Bence onu da istemez. Gerilir.
Ama bu Kırmızı Oda ne bileyim şey yani…
Kötü oldu.
Çok kötü oldu.
Ceza hukukunun konusu olması gereken kimselere terapi koltuğunu işaret ettiği için özellikle. Ama Türkiye’de zaten büyük ölçüde yanlış anlaşılmış bir hizmeti hepten çarpıttığı için de.
Orta halli ve eh-zengin olup psikolojilerinin “çok iyi” olduğunu düşünen Alikicanlara niye terapiste gittiğimi anlatamazdım. “Bana anlatsana kızım” filan diye zırvalarlardı. -Onlara anlatırsam dinlerlermiş. Bir de dinlemeyin.- Yalnızlıktan terapiye gidildiğini sanan insanların sayısı az değil. Sanırım psikolojik danışmanlık, anti sosyal veletlerin rehberlik servisine duyduğu ilgiyle karıştırılıyor. Sahiden orası akran zorbalığının ulaşamadığı ikinci yerdi ve bok kokmadığı için genelde ben de tuvalete tercih ederdim. Öyle değil ama işte. Terapi öyle bişi değil. Sonu da sürprizsiz. Okuduğum hemen her vaka öyküsünün -gerçi diziye ilham veren terapist/yazarı okumadım- sonu “Bu muymuş!” dedirtecek denli sıkıcıydı.
Onların travması, sizin değil. Sıkıcı yani. Valla öyle.
Ama halkımız insanı görsellere Melisa Sözen yazmak yerine heyecanla Alya’nın güzelleşmesini bekliyor.
Ağızlarının tadını bozmayalım.
BİR BAŞKADIR SPOYLIRI
Sinan beyin “Günaydın”ına karşılık Meryem’in “Gülbin” deyişi nefis bir sürçmeydi.
ŞŞ