
Halının yerini değiştirdim, kedilerim üzüldü, ev yeni taşınılmış ya da terk edilmek üzereymiş gibi kararsız/can sıkıcı bir hale büründü, asabım bozuldu. Halının hiç olmaması dert değil ama kaldırılmasında ölümü anıştıran bir şey var. Belki alışmak lazım. Parkeler çok hüzünlü. Halı, badana, perdeler… Domestik huzuru bunlar ayakta tutuyor. Bu huzur şu günlerde önemli. “Tam kapanma”, ama hiçbir zaman tam değil. Ülke olarak bütün dünyanın bir şekilde üstesinden geldiği bir işi yüzümüze gözümüze bulaştırdık.
Death Note’un Üzerimdeki Etkisi
Sürüyor.
Bugün düşündüm: L Lawliet isminin Japonca karşılığı Eru Roraito. Raito’ya aşırı benziyor. Acaba Japonca’da az hece var diye bu benzerlik önemsiz mi sayılıyor yoksa burada da ikilinin birbirini anıştırdığı yolunda bir ima var mı bilemedim, ama forumlarda bundan bahis bulamadım.
Yeni dil öğrenmek çıldırtıcı. İnsanın zekası birden düşüyor. Kaç yaşında olursan ol, ne seviyede olursan ol 2 yaşına dönüp “arabanın altında kedi var” diyebilmek için yırtınıyorsun. Tersini söyledim. Hoca düzeltmedi, önce anlam veremedi, sonra “gramatik olarak doğru” dedi. Sınıfın g. zekalısı oldum, artık yanlışlarım bile düzeltilmiyor. Belki de zorlamamalı, ama şakır şakır Japonca konuştuğumun hayali vazgeçmeme engel oluyor. わかりません.
Yagami’nin ‘hayatımda hiç bu kadar aşağılanmamıştım’ı
Birinin ona kendisiyle ilgili bir sırrı söylemesine kitleniyor. Bunun anlamını anlıyorum, fakat sinirlenemiyorum. Ne kadar kendimi Yagami’nin yerine koymaya çalışsam da olmuyor. Böyle bir meydan okumayı, aşağılama sayamazdım. Yagami benim uğradığım aşağılamaların yüzde birine maruz kalsa harakiri yapardı. Değil mi? Yapardı, yine de küçük hesaplara girmez, canını sıkan kimsenin adını yazmazdı deftere. Bu çok yüce bir ruh hali olmalı.
Kendime Light Yagami’nin anime olduğunu söyleyip dursam da, gerçekte de böyle insanlar olabileceği düşüncesi beni kıskançlıktan kudurtuyor. Bu o.ç üstelik dünyanın en sevimli animesini öldürdü. Acımadan. Ayaklarına masaj filan yaptırıp. (Mangada daha önce sözünü ettiğim eril erotizmden eser yok, fakat L yine çok cici) Mangada, Yagami kaltağına hak ettiği gibi bir ölüm çizilmiş. Şinigami’ye canını almaması için yalvarıyor ama Ryuk dinlemiyor:

Herhalde en ağır aşağılama bu olmuştur. Bu kadarı cidden rezilce. Yerine olmak istemezdim.
Ama Şinigami’nin “asıl güzel kısmı ölümden sonra başlıyor” demesine bakılırsa filmdeki Light’ın şinigami olduğu iması (ima değil düpedüz gösteriyor da niyeyse hayranlar arasında bu kısım imaymış gibi bir hava var) mangadan geliyor.
Peki Light’ı filmde şinigami olarak gösterenler neden L’yi cennette bir şeyler yerken göstermedi? L, Mello, Matt, bunlar cennette, tatlı tatlı takılıyor filan. Böyle şeyler neden yok?
Günün İlginç Bilgisi
Weaboo/Weeb, Japon kültürünü animeden ibaret sanan, konuşurken araya öğrendiği Japonca sözcükleri sıkıştıran, hayallerde yaşayan mallara denirmiş. Ne yazık ki tam olarak böyleyim şu an.
Günün İkinci İlginç Bilgisi
Fan service, hayranları için animelerin erotik biçimlere girmesiymiş. Misa Amane başlı başına böyle sayılabilir. Ama daha ilginci Death Note’un mangadan animeye uyarlanmasında var. Sadece ayak yıkama kısmı değil, L ve Light’ın çatıdaki konuşmaları da mangada yok. (Bazı başka şeyler de yok, üzdü)

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.