‘Güzel filmmiş, keşke daha dikkatli izleseydim’

Biraz Japoncama katkısı olur diye izledim fakat ayılık etmişim, film gibi izlemek lazımmış. Dikkatli hem de zira kurgu delik deşik, ayrıca Japonlar çok hızlı konuşuyor (animeler daha yavaş konuşuyor halbuki) yani yetişemedim. Bildiğim birkaç sözcüğü seçebildiğimde sevindim.

Japoncasıyla BARA NO SÔRETSU. Hoş film. İzlemeden önce Otomatik Portakal‘ın bundan esinlendiğini okumuştum, yanlış okumuşum, o yüzden bu filmin OP’den esinlendiğini zannettim, halbuki bu iki yıl önce gösterime girmiş. Neyse onu anıştıran sahnede haddim olmayarak gıcık oldum bu yüzden. Şimdi geri dönüp OP’yi izleyip ona gıcık olmam lazım. William Tell+hızlı çekim meğer Toshio Matsumoto‘nun fikriymiş.

Bir yerde iki kadının birbirine konuşma balonlarıyla yükseldiği sahne var, o sahne çok hoş. Çok zekice. Neden böyle şeyler aklıma gelmez ki.

1.62,5

Boyumu 1.65 sanıyordum, meğer 1.62 buçukmuş. Sağlık kontrolünde baktılar. Kemik erimesi olabilir mi dedim, adam hunharca güldü. Benim yaşımda olmazmış. Yine de içime kurt düştü, evde kendi imkanlarımla ölçüp yine 1.65 çıktım. Demek ki benim ölçümlerimde bir şeyler yanlış. Üzüldüm. Kemik erimesinden evla yine de.

Cehennem Gibi Yollar

Böyle fena yollar varmış dünyada. Düşün ki turistsin, bir yerden bir yere gitmek ne kadar zor olabilir ki deyip biniyorsun otobüse. Sonra böyle saçma sapan tövbe estağfurullah yollara giriyor otobüs. Ne yapacan? İnip yürüyemezsin de. Hindistan’a filan gitmemek lazım. Üçüncü dünyanın en büyük sorunu yollar bence. Uzun süre Avrupa’da yaşayan birinin Türkiye’ye dönünce ilk fark edeceği şey de muhtemelen araçların yollarda zıplamasıdır. Zoji La diye bir otoyol varmış mesela. O şıkır şıkır rengarenk otobüslerin böyle cehennemi geçitlerde yol verme çabası. Birinde motorsikletli araçtan çekmiş eleman, ayı gibi tırlar virajı alırken yol vermek için uçurumun kenarından kenarından sürüyor, bakarken çarpıntım tuttu.

Teleferik

Taşkışla’dan teleferiğe bindim bugün. Fena tırstım. Teleferik kazası duymadım da hiç, çok düşük bir ihtimal, ama zaman içinde yükseklik korkum artmış demek ki. İnene kadar ciddi tırstım. 13 14 yaşlarında Aliki’yle Maçka’dan elimizde biralarla binip sonra geri dönmüştük. Mal kız inince bana yanlış yaptığımızı, teleferiğin bir ulaşım aracı olduğunu söylemişti. “Taşkışla’dan binip buraya gelmemiz gerekiyordu”. Bazı insanlar her yaşta sıkıcı.