Yine bir iş işini batırdım. İnsanlarla geçinemiyorum. Bununla birlikte gün boyunca şarkı mırıldanıp seke seke yürüdüm. 4 yıl önce kovulduğumda da böyle sevinmiştim. Terapistim bunu kendine zarar verme gibi bir şey olarak açıklamıştı. Hiç aklıma yatmamıştı. İnsanları hayal kırıklığına uğratmakta hafifletici bir şey var. Özellikle de sizden beklentileri yersizse.

Sakin kalmak ne kadar zor. Aliki, beni 4 yıl önce kovan patronunun kendisine yazmış olduğu 2 sayfalık maili ve o maile vermiş olduğu cevabı okutmuştu bana. “Laf kalabalığı :)” gibi bir cevap vermişti. 2 sayfadaki tek bir cümleye bile kitlenmemiş, sadece “laf kalabalığı” yazıp adamı yazdığı uzun uzun satırlarla baş başa bırakmış. Bence beni kovan patronum bunu bir sorgulamıştır. Hatta belki artık hiç kimseye uzun mail atmama kararı almıştır ama bildiğim bir şey varsa bunu yapan insanın pek değişmediği. (Uzun mail atmak yasaklanmalı) Neyse işte beni kovan patronuma o cevabı veren Aliki’nin rahatlığına ulaşmak istiyorum, ama belki de cevabı yazarken onun da eli ayağı titriyordu. Belki kestane balının diyarı Zonguldak’tan seslenen adamın bile içinde fırtınalar kopuyordu. Ne bileyim. Cool görünmek isterdim biraz, Allahım beni biraz olsun cool yap, çok az.
Dolar.
Doların yükselişi ne tuhaf. Nasıl da önlenemez. İnsana “hiçbir şey için geç değil!”i hatırlatıyor. Mesela ben azdan çoktan arttırıp dolar aldığımda, “hmm, bekleseydin” diyenler olmuştu. Şimdi onlar “keşke” diyor, ben de geç olmadığını hatırlatıyorum. İnsan ciddi dolar alsa, şu batışta bir teselli bulabilir ama, onu anladım. Kredi çekip dolar alanlar vardır kesin, belki onlar daha da boka döndürüyordur bu vaziyeti. Kötü. İktisat 101’de gördüğümüz o 1’li 0’lı oyun anlamını kaybediyor giderek. Hepimiz kazanalım diye bir şey yok. Birileri çok önde başlamış. Birilerinin çok güzel dolarları var.
Eğer g.tümü toparlayabilirsem biraz olsun, hayallerime terapi ve masajın yanında her ay bir miktar parayla borsaya girmeyi de ekledim. 1 senenin sonunda hala her ay para koymam gerekirse bırakırım zaten bana göre değil demektir. Hımm. Çok güzel reklamlar vardı eskiden. İç sesleri kendilerine “AL AL AL – SAT SAT SAT” diyen güzel gömlekli hoş bilekli seksi saatli baylar… Kadın değil adamdı bunlar hep evet, cinsiyetçi minsiyetçi ama seksiydiler işte. Seksi olmak için tasarlanmamışlardı belki ama hetero kadınların hoşuna gidiyordur bence parayla oynayan erkekler. Geylerin de belki gidiyordur. GEYLER ADINA KONUŞMA GZEKALI. ok. O reklamlar seksiydi Allahım o reklamları da geri getir. Zengin ve seksi adamlar alıp satıp batırsın.
Cin Fikir
Bana sanki random gülen insanlar rahat, kalender ve eğlenceli tipler, normal gülenler kafa açıcıymış gibi gelir. Random gülen kasıntı insanlar da tanıdım ama tüm uyuzluklarına rağmen random güldükleri anlarda sevdim onları. Kendim bunu yapamıyorum f klavye kullandığım için. Şöyle oluyor: lamkiemlakuiemakieaki. Bazen özenip zor bela random gülmeye çalışıyorum ama zorlama oluyor. İşte geçtiğimiz günlerde ben şunu düşündüm: Güleceğim zaman klavyeyi q’ya çevireceğim dfkjslşdfkdsfskfjadkjf.
Haruki Murakami’nin bir kitabını daha okudum
Yaban Koyunu’nun İzinde’yi okudum. Şimdiye kadar okuduklarımdan yola çıkarak diyorum ki bu adamın yarattığı gizemli/kötü (iyi ve kötünün ötesindeler aslında) karakterler çok zarif. Keşke fanatik AKP’liler öyle tipler olsa. Bir Murakami kitabının karanlık tarafına düşmek bile sanki o kadar kötü olmazdı. Aslında kitabı yeni bitirdiğim sırada bir şeyler yazmaya niyetlenmiştim. Tekrarlayan temalardan, dünyanın biçim değiştirdiği, tanıdık olmayan bir kisveye büründüğü anları tarif edişinden filan bahsedecektim. O tarifleri çok iyi, sanki gerçekten gizli geçitlerden, karanlıkların, ormanların içinden geçmiş. Bununla birlikte Murakami çıkıp “Ne anlattığımı ben de bilmiyorum” dese inanırım.
Çocukken ben şunu çok severdim ya.
ŞŞ
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.